StrainS WaR
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.
StrainS WaR

Irklar artık savaş içinde! İnsanlar, Büyücüler, Barbarlar, Elfler, Yaratıklar, Asassian'lar ve daha bir çok ırk artık korkusuzca yer yüzündeler . Ve galip gelmek için acımasızca savaşıyorlar . Sende ırkını seçip savaşa dahil ol ! Sakın ölme !
 
AnasayfaAnasayfa  Latest imagesLatest images  AramaArama  Kayıt OlKayıt Ol  Giriş yap  

 

 İnsan Irkı

Aşağa gitmek 
+6
Valfar
Tempus
Tia Lãvenia Valénsia
Erica Luciana T. Kaléâ
Eva Flamér
Glorfindel L. Ancalimë
10 posters
YazarMesaj
Glorfindel L. Ancalimë
Assas Lord | Yıkım & Fırtına Tanrısı | Kurtadam | Admin
Assas Lord | Yıkım & Fırtına Tanrısı | Kurtadam | Admin
Glorfindel L. Ancalimë


Mesaj Sayısı : 90
Kayıt tarihi : 30/03/09
Nerden : Yahuda Vadisi
Lakap : Lotho

Kişi sayfası
Güç:
İnsan Irkı Left_bar_bleue220/220İnsan Irkı Empty_bar_bleue  (220/220)
Sağlık/Hp:
İnsan Irkı Left_bar_bleue160/160İnsan Irkı Empty_bar_bleue  (160/160)

İnsan Irkı Empty
MesajKonu: İnsan Irkı   İnsan Irkı EmptyÇarş. Nis. 01, 2009 6:11 pm

Ad-Soyad ;

Örnek Role Play ;

Taraf ;

Kaç Yıldır Rp ;

*Bu formu doldurmanız yeterlidir..

Not : Rp başvurularında en beğenilenler otomatikman bizim tarafımızdan Irk Lideri seçileceklerdir..
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Eva Flamér
Human Lady | Ateş Tanrıçası | Vampir
Human Lady | Ateş Tanrıçası | Vampir
Eva Flamér


Mesaj Sayısı : 17
Doğum tarihi : 12/10/94
Kayıt tarihi : 06/04/09
Yaş : 29
Nerden : Tanrılar'ın Katı
Lakap : Flamé

Kişi sayfası
Güç:
İnsan Irkı Left_bar_bleue171/170İnsan Irkı Empty_bar_bleue  (171/170)
Sağlık/Hp:
İnsan Irkı Left_bar_bleue180/180İnsan Irkı Empty_bar_bleue  (180/180)

İnsan Irkı Empty
MesajKonu: Geri: İnsan Irkı   İnsan Irkı EmptySalı Nis. 07, 2009 11:30 am

Ad-Soyad ; Eva Flamér

Örnek Role Play ;


Valae gri ve geniş koridorlarda tek başına yürüyordu. Koridorun iki yanına asılmış meşalelerden yükselen titrek ışık gözlerine yansıdı. Koridorda yürüyen çok öğrenci yoktu. Bu koridor, diğerlerine nazaran daha boş ve refahtı. Bu kattaki dersliklere giren çok öğrenci yoktu zaten. Valae de sadece meraktan dolayı girmişti bu derse. Belki zamanla sevebilirdi, ama belli olmazdı elbette. Koridorun iki yanında uzanıp giden meşalelerin altındaki kapılardan bazen öğrenciler, bazen ise profesörler çıkıyordu. Valae omzunda asılı çantası, meraklı bakışları ve dağınık saçları ile yürürken yanından geçen öğrencilerin çoğu -genelde Slytherin olanlar- onu bakışlarıyla izliyordu bir süre. Bazılarının ağızlarından çıkan alaycı sözler Valae'yi hiç mi hiç etkilemiyordu. Başını önüne eğerek yürümeye devam etti. Dersliğe yaklaştığı her an merakı ve heyecanı artıyordu. Çantasının askısını omuzunda başka bir noktaya yerleştirdi ve ilerlemeye devam etti. Bir süre sonra koridorun iki yanında uzanan meşaleler sona ermişti ve büyük pencereler görünmeye başlamıştı. Pencerelerden giren ışık koridorları loşlaştırmıştı. Valae gözleriyle bu görüntüyü izlerken dersliğe yaklaştığını farketti.

Dersliğin kapısına elini uzatıp içeriye attığı ilk adımla beraber çok muhteşem bir ortamla karşılaşmıştı. Sevinçle zıplamamak için kendini zor tutuyordu. Gülümsedi ve gülümsemesi tüm suratına yayıldı. Puf koltuklar çok çekici görünüyor, koltukların yanında duran balkabağı suyu ve kurabiyeler ise sabahtan beri bir sandviçle duran Valae'yi baştan çıkarıyordu. Kulaklarına ulaşan hızlı tempolu müzik odanın içindeki ortama hiç uymuyordu ama tüm pufların karşısına konulmuş büyük bir pufun üzerinde oturmuş profesörün öğrencilerin az da olsa canlı olmasını istediği belliydi. Valae derste uyumamak için zorlamalıydı kendini. İçini çekti ve ilk adımından sonra gelen adımlar giderek hızlandı. Valae kendine yumuşak bir puf seçti ve çantasını kenara bırakıp oturdu pufa. Balkabağı suyundan bir yudum aldı ve bir kurabiye alıp kemirmeye başladı. Yerken gülümsüyori gülümserken içiyordu. Derslerden en güzeli olduğunu düşünmeye başlamıştı bile. Profesörün tüm öğrencileri beklediği apaçık ortadaydı. Valae'nin işine geldi bu. Biraz keyif çatmak ve günün temposundan sıyrılmak için ne güzel bir dersti!


Valae Profesör Nymphetia'nın konuşmaya hazırlandığını farketti ve bitirdiği kurabiyeden dökülen kırıntıları silkeledi üzerinden. Dersliğe girdiğinden beri üzerine çöken nahoş duyguyu üzerinden atmayı başardı. Pencerelerden giren grimsi ışıklara nazaran renkli puflar ve halı ile süslenmiş derslik son derece rahattı, ki bu öğrencilerin çoğunun mayışmasına sebep oluyordu. Dikkatini toplamayı başarana kadar bir süre geçti. Parmaklarını çıtlattı ve gerindi. Her şey yolunda gibiydi. Asasının kucağında olduğundan emin olduktan sonra diğerlerini incelemeye başladı. Çoğu öğrencinin zar zor tanımlamayı başardığı o duygu kol geziyordu geniş dersliğin içinde. Gözlerini iki kere sıkı sıkı kapayıp açtı ve ardından profesöre döndü ve konuşmasını beklemeye başladı. Kısa bir süre sonra Valae'nin tahmin ettiği gibi profesör konuşmaya başlamıştı. Valae pür dikkat dinliyordu, kulak kesilmişti. Zaten dinlemeyenler hiçbir şey anlamıyorlardı, ya da konuşmanın ucunu kaçıranlar. Valae profesörün verdiği bilgiler karşısında bir an için şaşaladı ama zihnine gelen bilgilerin gözükmesine izin verdi.

~~~~~~~~~~~~~~~~( Öğretmen derse girer ve anlatır. Valae aklındaki bilgileri derler. )



'' Sofistler, yunancada sophistes'ten geliyor. Sofist kelimesinin anlamı ise; becerikli, zeki,bilge...Hatırladığım kadarıyla Sofistler göreceli ve kuşkucu düşüncenin köklerini atmışlar ve geliştirici olmuşlardır. Ah, küçük bir iki ayrıntı daha vardı sanırım. Sofistler felsefelerini para karşılığında öğretiyorlardı ve bu o zamanlarda genel halk tarafından yadırganmıştı. Öğrenmeyi ve öğretmeyi meslek edinmek onların gözünde pek hoş gözükmüyordu. ''

Valae gülümsedi. Çoğu ayrıntıyı hatırlamayı başarmıştı. Yazın okuduğu bir kitapta özetle bahsedilmişti bu Sofistler ve felsefeleri... Aklında kalan bilgileri değerlendirerek kendi kafasında Sofistler'e bir biçim verdi. Şimdi daha iyi anlıyordu profesörün ne demek istediğini. Bakışlarını tekrar profesöre yöneltirken diğerlerinin gözlerinde oluşan boş bakışlara ters düşen parlak bakışları vardı. Anlamanın verdiği haz, öğrenmenin verdiği tat çok hoşuna gidiyordu Valae'nin. Profesörün kısa süreli suskunluğundan yararlanarak hafifçe ağrıyan başını ovaladı. Hem bulunduğu ortamın, hem de profesörün sözlerinin bir tesiriydi bu. Saçlarının arasından elini geçirirken yanında beliren kağıt ve kalemi farketti. Kendi parşomenini kullanmasına gerek bile kalmamıştı. Gerçekten de çok hoşuna gitmişti bu. Profesör tatlı, zeki, işini iyi bilen ve sevimli biriydi. Eline kalemi alırken hissettiği heyecan arttı. Profesörün sözlerini dinlerken içine dolan sevinci bastırmaya çalıştı. Resim konusunda oldukça yetenekliydi. Resim yapmayı çok seviyordu ve son zamanlarda hiç resim yapamamıştı. Şu anda bir şaheser ortaya çıkaramasa da hoş bir cismin üzerinde gölgelendirme çalışmaları bir hayli oyalayıp eğlendirecekti onu. Aklına gelen ilk şey bir güvercindi. Kanatlı bir hayvan çiziminde bildiği şeyleri düşündü. Kuşun kabataslak çizimini zihninde oluşturduktan sonra çizime başlamak için eğildi ve sehpayı iyice önüne çekip kalemini kağıda dokundurdu.


Anında otomatik olarak çizmeye başlamıştı eli. Ölçülendirme çizgilerini kağıda ekledi ve gülümsedi. Asıl eğlenceli olan yerleştirme kısmıydı. Çizgilere göre kuşun kanadını ve diğer bütün şeylerini ekledi kağıda. O sırada kağıdın üzerinde kayan kalemin cızırtısı tüm dersliğe yayılmıştı. Kalemini oynatmayı bir an için bıraktı ve kalemin arkasını dişleyerek dersliğe göz gezdirdi. Bazıları hâlâ düşünüyor, bazıları ise bitiriyordu neredeyse. Valae son kalan kanatlarındaki tüyleri de eklemek için eğildi ama bir kızın sorusu dikkatini dağıttı. Kafasında oluşan resmin dağıldığını hissetti. Küfretmek istedi içten içe ama bu isteğini zorla da olsa bastırmayı başardı. Aklına güzel düşünceler getirmeye çalıştı. Ardından resmini tekrar kafasında canlandırdı. Çok zor olmadı ama zamanını almıştıç Gölgelendirmeye geçmeyi planlıyordu son iki dakika içersinde. Profesörün yanıtını dinlemedi bile. Gölgelendirmeyi bitirmeye odakladı kendini. Diğer öğrencilerin boş bakışları altında konuşan profesör eğleniyormuş gibiydi. Valae profesörün sadece son sözlerini yakalayabildi ama profesörün onlardan ne beklediği açıktı. Gülümsedi ve çalışmasında kalan son eksiklikleri tamamladı hızlıca. Zilin çalmak üzere olması sebebiyle toparlanmaya başladı ve resimlerinin kendilerinde kalmasına sevindi. Kalemini de çantaya attı. Resmin üzerine daha eklemeler yapacaktı elbette akşamüzeri...

Profesör öğrencilerin çıkma zamanının geldiğini belirtti. Valae çantasını sırtına astı ve akşam resmi üzerinde düşünmesi gerektiğini kendine hatırlattı. Soyut Bilimler dersini çok sevmiş ve rahatlamış olarak derslikten çıkmak için kapıya yöneldi. Kapıdan çıkarken son kez dönüp profesöre baktı ve şöyle dedi:

'' Görüşmek üzere Profesör Adair, kendinize iyi bakın.''

Profesörün iç ısıtıcı gülümsemesine karşılık olarak o da gülümsedi ve çantasının sırtındaki yerini ve asasını kontrol ettikten sonra yolu kapatmamak için koridorlardan bir sonraki dersine doğru ilerlemeye başladı. Bir yandan profesörün dediklerini düşünüyor, diğer yandan da dersleri düşünüyordu.




Taraf ; Karanlık Taraf

Kaç Yıldır Rp ; 4 Yıldır hem sitelerde hem gerçek olarak
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Glorfindel L. Ancalimë
Assas Lord | Yıkım & Fırtına Tanrısı | Kurtadam | Admin
Assas Lord | Yıkım & Fırtına Tanrısı | Kurtadam | Admin
Glorfindel L. Ancalimë


Mesaj Sayısı : 90
Kayıt tarihi : 30/03/09
Nerden : Yahuda Vadisi
Lakap : Lotho

Kişi sayfası
Güç:
İnsan Irkı Left_bar_bleue220/220İnsan Irkı Empty_bar_bleue  (220/220)
Sağlık/Hp:
İnsan Irkı Left_bar_bleue160/160İnsan Irkı Empty_bar_bleue  (160/160)

İnsan Irkı Empty
MesajKonu: Geri: İnsan Irkı   İnsan Irkı EmptySalı Nis. 07, 2009 1:30 pm

Kabul edildi.. Ayrıca Lady ..
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Erica Luciana T. Kaléâ
Human | Vampir | Admin
Human | Vampir | Admin
Erica Luciana T. Kaléâ


Mesaj Sayısı : 10
Doğum tarihi : 15/04/95
Kayıt tarihi : 07/04/09
Yaş : 29

İnsan Irkı Empty
MesajKonu: Geri: İnsan Irkı   İnsan Irkı EmptySalı Nis. 07, 2009 7:03 pm

Ad-Soyad ; Erica Luciana Kaléâ

Örnek Role Play ;

Londra'da güzel ve sıcak bir gün. Belki de Hogwarts'a kapanmadan önce yaşanabilecek en güzel gündü. Herzaman ki gibi evde en erken uyanan kişiydi Loisa. Uyandığında saat 8.30 civarlarıydı, bu da demek oluyordu ki Pen(elopé) hala uyuyordu. Kafasında onun için güzel bir uyanma planı bile hazırlamıştı. Ama bunun için elini çabuk tutmalıydı. Asasını yatağının yanındaki sehpanın üstünden aldı ve odaya tutarak "Aklapakla"
diye mırıldandı. Klink... Oda tertemiz olmuştu işte. Bir tek yatak kalmıştı. Onu da sıkıla sıkıla topladı. On dakkaya oda tamamen toparlanmıştı işte. Gülerek odasından çıktı ve Pen'in odasına girdi sessizce. Etraf sessizdi, sadece Loisa'nın kulağında çalınan İntikam Çanları duyuluyordu. Yavaşça Pen'in yatağının ucuna gitti. Pen yüzüstü yatıyordu yatağında -Bunu nasıl başardığını hiç anlamış değilim...-. Loisa biraz gerindikten sonra yüzüne hain bir plan yapmış kötü adam ifadesi yerleştirdi. Ardından yavaşça, Pen'i fazla kıpırdatmamaya çalışarak yatağa çıktı. Sonra bir anda Pen'e hafif şekilde vurmaya ve gıdıklamaya başladı. Pen refleks olarak, çığlık atarak uyanmıştı. Loi, Pen'in bu halini görünce dayanamayarak kahkaha attı ama gıdıklamayı
bırakmadı. Tam Pen de karşı atağa geçmişti ki pencereden içeriye bir baykuş postası gelmişti. Loisa, Pen'den önce davranarak zarfı aldı ve açtı. İçinden basit bir kağıt çıkmıştı, üstündeyse "Gwenthus Gölü ~ L'azienda Toplantısına gelmelisiniz. Bütün üyeler gelmek mecburiyetindedir!" yazıyordu. Loi hemen zarfı Pen'e gösterdi. Pen mektubu okuduktan sonra Loi, abilerinin duymaması için fısıldayarak konuştu.



"Hm... Planlar suya düştü sanırım dimi Pen?"

Pen başıyla onaylar bir ifade vermişti. Loi güldü ve Pen'i kısa bir süre
daha gıdıklamaya devam etti. Daha doğrusu Pen'in karşı atağından korunmaya çalışıyordu. Ama bu fazla süremedi. Toplantı olduğu için hazırlanmaları ve kahvaltı etmeleri lazımdı. Loi yavaşça yataktan inerken gözlerini Pen'e çevirdi.

"Birlikte gideceğiz değil mi?"

Pen sessiz bir şekilde "Evet" dedikten sonra Loi başıyla alaycı bir selam verdikten sonra Pen'in odasından çıktı ve kendi odasına gitti.

Bugün Pen ile dışarı çıkacaklarına karar verdikleri zaman, ne giyeceğine de
karar vermişti. Yani kıyafeti hazırdı. Eh plan değişmiş olsa da sonuçta dışarıya çıkıyorlardı, öyle değil mi? Kıyafet gayet de güzeldi zaten. Siyah ve beyaz çizgileri olan bir elbise -Bu elbise kot pantalonla giyilen cinsten bir elbise- ve altına kot pantolon. Aksesuar olaraksa en sevdiği, dev, kırmızı gözlükleri takacaktı. Hemen hazırlanmaya başlamalıydıki, geç kalmasın. Hızlıca kıyafetlerini giydi. Gözlüğünü evde takması saçma olacağı için gözlüğü eline aldı ve aynasının karşısına geçti. Muggle kentinden aldığı siyah göz kalemini gözüne sürdükten sonra hazırdı işte. Çantasını da eline aldıktan sonra şarkı mırıldanarak mutfağa gitti. Pen çoktan hazırlanmış ve kahvaltıya
başlamıştı. Loi'nin pek iştahı olmadığı için sofradan birkaç şey attı ağzına ve hole geçip Pen'i beklemeye başladı. Kısa bir süre içinde Pen de gelmişti. Birlikte kapının önüne çıktılar. Birbirlerine bakıp gözleriyle işaret verdikten sonra Ottowa'ya cisimlendiler.

Brrr... Burası buz gibiydi. Loi bu havada kısa kollu bir kıyafetle dolaşıyordu
ve kıyafet incecikti. Ama Pen hazırlıklı gibiydi, üzerine zarif bir mont giymişti. Loi sinirle Pen'e baktı.

"Hey, beni niye uyarmadın burasının soğuk olduğu konusunda?"

Pen hiç aldırış etmemiş gibi görünüyordu bu duruma. Yüzünde alaycı bir
ifade vardı. Pen'den cevap gelmeyince Loisa onu koluyla dürtükledi. Bu durtüklemenin ardından Pen gülmemeye çalışarak -bu sesinden gayet anlaşılıyordu- cevap verdi.


"Sormadın ki?"

Loisa ona sinirli bir bakış attıktan sonra kayalara doğru ilerledi. Bir kayanın önünde oturarak kayaya endişeyle baktı. Bu kadar soğuk bir yere oturamazdı Loi! Sonra etrafına göz gezdirdi. Şifacı olduğunu bildiği bir bayan, Emanuel ve büyük patron olduğunu tahmin ettiği Charles Lynch kayalara gayet rahat bir şekilde oturmuşlardı. Loi bundan güç alarak kayaya oturdu. Ohh! Burası gayet sıcaktı. Loi rahatlamıştı açıkçası. Pen de Loi'nin yanındaki kayaya oturmuştu. Birbirlerine ve karşılarındaki iki adama merakla bakıyorlardı şuan.


Taraf ; Karanlık

Kaç Yıldır Rp ; 1.5
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Glorfindel L. Ancalimë
Assas Lord | Yıkım & Fırtına Tanrısı | Kurtadam | Admin
Assas Lord | Yıkım & Fırtına Tanrısı | Kurtadam | Admin
Glorfindel L. Ancalimë


Mesaj Sayısı : 90
Kayıt tarihi : 30/03/09
Nerden : Yahuda Vadisi
Lakap : Lotho

Kişi sayfası
Güç:
İnsan Irkı Left_bar_bleue220/220İnsan Irkı Empty_bar_bleue  (220/220)
Sağlık/Hp:
İnsan Irkı Left_bar_bleue160/160İnsan Irkı Empty_bar_bleue  (160/160)

İnsan Irkı Empty
MesajKonu: Geri: İnsan Irkı   İnsan Irkı EmptySalı Nis. 07, 2009 7:19 pm

Kabul edilmiştir..
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Tia Lãvenia Valénsia
Human | Vampir
Human | Vampir
Tia Lãvenia Valénsia


Mesaj Sayısı : 4
Kayıt tarihi : 07/04/09

Kişi sayfası
Güç:
İnsan Irkı Left_bar_bleue100/100İnsan Irkı Empty_bar_bleue  (100/100)
Sağlık/Hp:
İnsan Irkı Left_bar_bleue100/100İnsan Irkı Empty_bar_bleue  (100/100)

İnsan Irkı Empty
MesajKonu: Geri: İnsan Irkı   İnsan Irkı EmptySalı Nis. 07, 2009 7:24 pm

Ad-Soyad ; Tia Lãvenia Valénsia

Örnek Role Play ;


Spoiler:

Taraf ; Karanlık

Kaç Yıldır Rp ; 3,5 oldu heralde...
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Tempus
Savaş Tanrısı | İnsan
Tempus


Mesaj Sayısı : 8
Doğum tarihi : 12/10/94
Kayıt tarihi : 08/04/09
Yaş : 29
Nerden : -
Lakap : -

Kişi sayfası
Güç:
İnsan Irkı Left_bar_bleue100/100İnsan Irkı Empty_bar_bleue  (100/100)
Sağlık/Hp:
İnsan Irkı Left_bar_bleue100/100İnsan Irkı Empty_bar_bleue  (100/100)

İnsan Irkı Empty
MesajKonu: Geri: İnsan Irkı   İnsan Irkı EmptyÇarş. Nis. 08, 2009 9:03 pm

Ad-Soyad ; Tempus / Bir aile mensubu değildir.

Örnek Role Play ; Glorfindel'e gönderilmiştir.

Taraf ; Aydınlık Taraf

Kaç Yıldır Rp ; 4 yıldır
.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Glorfindel L. Ancalimë
Assas Lord | Yıkım & Fırtına Tanrısı | Kurtadam | Admin
Assas Lord | Yıkım & Fırtına Tanrısı | Kurtadam | Admin
Glorfindel L. Ancalimë


Mesaj Sayısı : 90
Kayıt tarihi : 30/03/09
Nerden : Yahuda Vadisi
Lakap : Lotho

Kişi sayfası
Güç:
İnsan Irkı Left_bar_bleue220/220İnsan Irkı Empty_bar_bleue  (220/220)
Sağlık/Hp:
İnsan Irkı Left_bar_bleue160/160İnsan Irkı Empty_bar_bleue  (160/160)

İnsan Irkı Empty
MesajKonu: Geri: İnsan Irkı   İnsan Irkı EmptyÇarş. Nis. 08, 2009 9:25 pm

Kabul edildi..
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Valfar
Human
Valfar


Mesaj Sayısı : 24
Kayıt tarihi : 09/04/09

Kişi sayfası
Güç:
İnsan Irkı Left_bar_bleue100/100İnsan Irkı Empty_bar_bleue  (100/100)
Sağlık/Hp:
İnsan Irkı Left_bar_bleue100/100İnsan Irkı Empty_bar_bleue  (100/100)

İnsan Irkı Empty
MesajKonu: Geri: İnsan Irkı   İnsan Irkı EmptyPerş. Nis. 09, 2009 4:50 pm

Barbar başvuru sayfasını bulamadım, buraya başvuruyorum.

Ad-Soyad ; Valfar (Soyadı yok)

Örnek Role Play ; Yüzünü kapatan kana bulanmış saçları, geniş baltasını, düşmanlarının kellelerini boyunlarından ayırmak için savurdukça, havayı yarıyor, üzerindeki kurumuş kanı düşmanlarının etrafına saçıyordu. Kabilesinin son savaşçılarından biriydi Valfar, ayrıca uzun zamandır, dininin son temsilcisi, son şamandı. Müttefik kabileler, kabilesine birer birer ihanet ettikten sonra, çevredeki insan karakollarından üstlerine zırhlı süvari birlikleri çullanıyordu. Son birkaç aydır onlara direnmeye çalışıyorlardı fakat sayıları azalmıştı, çocuklar açlıktan veya soğuktan ölüyordu. Valfar şaman öğretisi sayesinde soylarının tükenmesini engelliyordu: Bu sayede yeniyorlardı bu tam tedarikli orduları bu kadar az sayılarıyla. Kimi zaman dev kurtlardı yardımlarına gelen dağlardan, kimi zaman ise acımasız yıldırımdı göklerden gelen...
Valfar, üç kişiye karşı savaşıyordu, kalkan kullanmıyordu, kabilesinin geleneklerinde korkaklık sayılırdı savaşırken kalkan kullanmak; "Belki kalkan kullansalardı iki oğlum da hala hayatta olur ve babalarının yanında savaşırlardı." diye düşündü Valfar, karşıdaki düşmanlardan birinin kılıcını tutan sağ kolunu bir daha hiç iyileşmemek üzere yaraladı, belli ki bir şövalyeydi, eğer şimdi ölmezse bir daha asla onuruyla ölemeyecekti, emekli olacaktı ve yaşlanarak, küçük bir şeytanın * esiri olarak ölecekti.
Sol yanında çarpışan silah arkadaşı, kabilesinin şefi Karh, göğsüne saplanan bir kılıç darbesiyle yere yığıldı, oğlu yoktu genç lider Karh' ın, ondördüncü baharını yeni görmüş oğlu da babasından birkaç dakika önce tanışmıştı ölümle. Kabilenin en yaşlısı Valfar -diğer yaşlılar hastalığa kapılıp öldüğünden- otuzdokuzuncu baharını görmüştü ve artık lider oydu, en fazla yirmibeş kişilik bir güruhun.
Kabilesinin yok olduğunu anlamıştı Valfar, çarpıştığı iki şövalye de onu öldürecekti birazdan, gücü kuvveti kalmamıştı savaşmaya. Son bir umutla ayağını yere çarptı ve yerin sarsıldığını hissetti, birkez daha ayağını vurdu yere ve bir elini havaya kaldırdı, ruhlardan yardım istemenin zamanı gelmişti.
Şaman, boğazını yırtarcasına kükredi ve ayağını tekrar yere vurdu, bulutların arasından eline mavi bir ışık huzmesi toplanırken, karşısındaki iki şövalye de yarılan toprakta dengelerini kaybedip yere düşmüştü.
Şaman, aklına gelen tüm ruhlara yalvarıyordu ve onu silah arkadaşlarının ruhları duydu. Arkasına bakmaya cesaret edemiyordu ama iki oğlunun da, Karh' ın da, diğerlerinin de arkasında olduğunu biliyordu. İki eliyle tekrar asıldı baltasına ve kafasının üzerinde sallamaya başladı büyük baltayı, bağırıyordu "Kükreyin benimle!" diye ve ardından, yüzlerce, binlerce boğazdan çıkan büyük bir kükreme işgal etti herkesin kulaklarını, düşmanın yüzündeki korkuyu gördü ve saldırdı Valfar, baltasının kemikleri kırdığını, etin içine geçtiğini hissetti, içindeki tüm öfkeyi, düşmanın üzerine boşalttı. Karşısındaki sıranın sonuna geldiğinde arkasına bakmaya cesaret edebildi ve arkasına baktı...
Tüm soylu şövalyeler kendi kanlarının içinde boğulmuştu ve başka hiçbirşey yoktu. Kardeşlerinin ruhları karşılarındaki düşmanı yok etmişti Valfar ile birlikte ama artık uğruna savaşacağı bir kabilesinin olmadığını farketti Valfar. Kükredi kahramanca ölüp göğe yükselen ruhların onuruna, daha da kükredi, daha da kükredi, bulutlar bile korkup, ona acıyıp gözyaşlarını serbest bırakana kadar......

Küçük şeytan: mikrop

Taraf ; Kaotik Nötr

Kaç Yıldır Rp ; 4 yıl
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Arafinë
Karanlığın Efendisi | Elf Dark Lord | Kurtadam | Büyü Tanrısı
Karanlığın Efendisi | Elf Dark Lord | Kurtadam | Büyü Tanrısı
Arafinë


Mesaj Sayısı : 12
Kayıt tarihi : 02/04/09
Nerden : Dark Mirkwood ..
Lakap : Deep.

Kişi sayfası
Güç:
İnsan Irkı Left_bar_bleue220/220İnsan Irkı Empty_bar_bleue  (220/220)
Sağlık/Hp:
İnsan Irkı Left_bar_bleue190/190İnsan Irkı Empty_bar_bleue  (190/190)

İnsan Irkı Empty
MesajKonu: Geri: İnsan Irkı   İnsan Irkı EmptyPerş. Nis. 09, 2009 5:36 pm

Kabul edildi.. Barbar Irk'ı kaldırıldığı için İnsan Irkı'na veriyorum..
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Valfar
Human
Valfar


Mesaj Sayısı : 24
Kayıt tarihi : 09/04/09

Kişi sayfası
Güç:
İnsan Irkı Left_bar_bleue100/100İnsan Irkı Empty_bar_bleue  (100/100)
Sağlık/Hp:
İnsan Irkı Left_bar_bleue100/100İnsan Irkı Empty_bar_bleue  (100/100)

İnsan Irkı Empty
MesajKonu: Geri: İnsan Irkı   İnsan Irkı EmptyPerş. Nis. 09, 2009 5:42 pm

Hmm.. Hikayemde kabilem büyük bir savaşta ölüyor, son barbar olarak münzevi olabilirim.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Bless Mejantör
Human
Bless Mejantör


Mesaj Sayısı : 11
Kayıt tarihi : 10/04/09

Kişi sayfası
Güç:
İnsan Irkı Left_bar_bleue100/100İnsan Irkı Empty_bar_bleue  (100/100)
Sağlık/Hp:
İnsan Irkı Left_bar_bleue100/100İnsan Irkı Empty_bar_bleue  (100/100)

İnsan Irkı Empty
MesajKonu: Geri: İnsan Irkı   İnsan Irkı EmptyCuma Nis. 10, 2009 7:30 pm

Ad-Soyad ; Bless Mejantör

Örnek Role Play ; Bless Çıktığı savaşta çok sayıda kayıp vermişti hayince saldırıya uğradığı için çok sinirliydi etrafta ne görse kılıcıyla darma dağın ediyordu ilerde çok büyük bir ordu gördü ve arkasına dönerek

'öcümüzü almak için tek şansımız olabilir o yüzden iyi bir atak yapmalıyız Saldırınnnn'
o anda bütün insan ırkı haykıırşlarla kılıçları havada koşmaya başladılar Bless gelen ordunun liderini kılıcına geçirmek için büyük bir hırsla koştu tam o sırada ordunun subayı 5 kişinin arasında kaldı Bless salladığı topuz ile 3 ünü ağır yaraladı subay kılıcnı düşmanın derisini yüzmek için eline aldığını yemin ettiği günü hatırlayarak düşmanı parçalayacasına vurmaya başladı Bless Düşman komutanı ile girdiği bire bir saldırıda boynunu kserek düşman kellesini havaya kaldırarak
' zafer bizimdir ' diye haykırdı


Taraf ; aydınlık taraf

Kaç Yıldır Rp ; 5
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Thrandail Carnésir
High Elf | Adalet Tanrısı
High Elf | Adalet Tanrısı
Thrandail Carnésir


Mesaj Sayısı : 186
Doğum tarihi : 27/06/95
Kayıt tarihi : 03/04/09
Yaş : 29
Nerden : Ev xD

İnsan Irkı Empty
MesajKonu: Geri: İnsan Irkı   İnsan Irkı EmptyC.tesi Nis. 11, 2009 10:35 am

Karışmak istiyorum :Çıktığı savaş değil,girdiği savaştır.Pek çok imla ve mantk hatası var. Mesela..
''...Düşman liderni kılıcına geçirmek için... .... Salladığı topuzuyla..'' gibi.Ve sanırım biraz daha uzun olmalı Wink
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Bless Mejantör
Human
Bless Mejantör


Mesaj Sayısı : 11
Kayıt tarihi : 10/04/09

Kişi sayfası
Güç:
İnsan Irkı Left_bar_bleue100/100İnsan Irkı Empty_bar_bleue  (100/100)
Sağlık/Hp:
İnsan Irkı Left_bar_bleue100/100İnsan Irkı Empty_bar_bleue  (100/100)

İnsan Irkı Empty
MesajKonu: Geri: İnsan Irkı   İnsan Irkı EmptyC.tesi Nis. 11, 2009 1:46 pm

Very Happy haklısın ben biraz acemiyim
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Allen Elen Poe
Assassian | Doğa & Kader Tanrısı
Allen Elen Poe


Mesaj Sayısı : 11
Doğum tarihi : 04/07/95
Kayıt tarihi : 09/04/09
Yaş : 29
Nerden : Londra
Lakap : ...

Kişi sayfası
Güç:
İnsan Irkı Left_bar_bleue100/100İnsan Irkı Empty_bar_bleue  (100/100)
Sağlık/Hp:
İnsan Irkı Left_bar_bleue100/100İnsan Irkı Empty_bar_bleue  (100/100)

İnsan Irkı Empty
MesajKonu: Geri: İnsan Irkı   İnsan Irkı EmptyC.tesi Nis. 11, 2009 3:42 pm

Kabul Edildi
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
İnsan Irkı
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» Asassian Irkı
» Elf Irkı ~
» Cüce Irkı
» ELF IRKI ve Özellikleri
» Drow Irkı

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
StrainS WaR :: Karakterize :: Seçim Alanı :: Irk Seçimi-
Buraya geçin: